Sosyalist Öğrenci Hareketi Programı

 

  1. SOSYALİST ÖĞRENCİ HAREKETİ NEDİR?

Geçmiş süreçte, kendisini ”gençlik” anlayışı üzerinden hem akademik-demokratik mücadele alanlarında,  hem de yaşamın diğer alanlarında var eden Demokratik Gençlik Hareketi, 15.10 2016 tarihinde yapmış olduğu son kurultayla birlikte, mücadele hattını esas olarak akademik-demokratik alan olarak belirlemiştir. Daha önceki anlayışından çıkarmış olduğu sonuçlarla birlikte mücadelesini daha ileri bir aşamaya taşıyan Sosyalist Öğrenci Hareketi, 04.03.2017 tarihinde program ve tüzük konferansını başarıyla gerçekleştirerek siyasal mücadele yaşamına kesintisiz devam etmektedir.

 

  1. SOSYALİST ÖĞRENCİ HAREKETİNİN TEMEL İLKELERİ

Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-kapitalisttir.
Ülkemizde, eğitim kurumları, başından beri piyasanın ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiştir. 1980 askeri faşist darbeden sonra, daha da derinleşmiş ve günümüzde eğitim neo-liberal süreçle birlikte her geçen gün daha fazla piyasacı hale gelmiştir.Bilim, başından beri kapitalist sistemin anlayışına, ihtiyacına göre şekillenmiştir; ancak neo-liberal süreçle birlikte, eğitim kurumları, gün geçtikçe daha fazla sermayenin güdümüne girmiştir. Yoksulların çocuklarına, eğitim kurumlarının kapısı kapatılmaktadır. Kapitalist sistem, kendi kârlı varlığı için “eğitimi”, daha geniş halk yığınlarına sunduğu süreçten, iktisadi ve sosyal alanlarda daha fazla nitelikli işgücüne bağlı olduğundan 20.yüzyıldaki sürecin aksine, daha fazla insanın “eğitilmesi” gereken neo-liberal sürece evrilmiştir.  “Eğitim-öğretim” den, ”bilgi” den , “düşünce” den; dolayısıyla “öğrenci”den egemenlerin anladığı şey, biraz da budur. Bizim anladığımız şey ise ‘eğitim bilimi’nin düzenin var olan tüm kalıplarından arındırılarak, kişiler ve toplumlar için gerçek insani anlamına kavuşturulması pratiğidir.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-emperyalisttir.
ABD, AB, NATO, IMF, ŞANGAY, RUSYA, ÇİN gibi emperyalist ülkeler- örgütler ve ülkemizde onlarla işbirliği yapan iktidarlar, dünya halkalarını ve ezilen uluslarını, şiddete, baskıya ve yoksulluğa mahkum etmektedirler. Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-emperyalisttir. Anti-emperyalist tutumumuz sadece ABD-AB gibi tek bir bloka karşı olmak şeklinde bir tutum değil, bütün emperyalist güçleri ve yerel işbirlikçileri de kapsayan bir anti-emperyalist tutumdur.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-faşisttir.
Devlet, üniversitelilerin, liselilerin ve bir bütün olarak bütün alanlarda mücadele eden, haklarını arayanlara dönük faşizm uygulayarak engellemeye, mücadelelerini başarısızlığa hapsetmek istemektedir. En temel hakları aramanın, en demokratik talepleri savunmanın bedelini, faşizm, ölüm, şiddet, psikolojik baskı, cinsel şiddet ve tutuklamalarla ‘’ödetmektedir’’. Haklarını arayan ezilenlere, bu yolla, bir mesaj verilir: Susun. Devlet, bu kadarıyla da yetinmez, ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmi körükleyerek sivil faşist güçlerini harekete geçirir. Bu kez, haklarını arayan kitlelerin karşısına, sivil faşistler çıkarılır. Sosyalist Öğrenci Hareketi, faşizme karşı demokratik hak ve talepleri savunur ve mücadelesini parça parça, adım adım ilerleterek demokrasi mücadelesinin kazanımlarını ileri boyuta taşır.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-cinsiyetçidir. 
Sosyalist Öğrenci Hareketi ve Kadın Mücadelesi
Sosyalist Öğrenci Hareketi, mücadele verdiği alan içerisinde ve sahiplendiği mücadele odağıyla sistemle eş güdümlü giden ataerkil zihniyete karşı mücadele yürütür. Kapitalizmin yalnızca bir kolu olan ve birçok alanda tahakküm yaratan baskı ve sömürü alanlarından biri de eril sistemdir. Sistem içerisinde erilliği inşa eden ve yeniden üreten araçlardan biri ise eğitim sistemidir. Daha ilköğretim sıralarında başlayan eğitim aldatmacası toplumdaki kadınlık ve erkeklik rollerini yeniden üretir. İlköğretimde verilen zorunlu din dersi ile beraber toplumdaki kadınlık algısı, altı çizilerek belleklere koyulur. Eğitim ve öğretimin bütün aşamalarında bu uygulama devam eder. Öğretimi odağına dahi almayan sistem, eril söylemini ve tahakkümünü devam ettirir. Kadın üzerinde ki toplumsal kültür ve normlar, cinsiyete ilişkin değer ve normlara dönüştürülür. Erkekliği yücelten, fırsat eşitliğini yok eden eğitim kurumları, erkekliğe biyolojik indirgemeci bakış açısıyla yaklaşır. Üstelik cinsiyet ayrımının en fazla görüldüğü yerlerden biride yine eğitim alanıdır. Eğitim kurumlarında ki meslek seçimlerinde, kadınlara sosyal bilimler, erkeklere ise güç faktörünün öne çıktığı bölümler özendirilir. Böylece eğitimde ki kadın erkek ayırımı daha belirgin bir hal alır. Eğitim kurumlarının çoğunda erkeklik olgusu yüceltildiği için çocuk istismarı ve kadın tacizi meşrulaştırılır. Böylece kadın, eğitim sistemi içerisinde cinsel haz nesnesi olarak görülür ve kadına bu minvalde yaklaşılır. Sosyalist Öğrenci Hareketi olarak, eğitimdeki kadın sorununun sistem içerisinde var edildiğinin farkındayız. Bu sistem düzeltilmediği sürece, eğitiminde düzeltilemeyeceğini ve bu doğrultuda eğitimdeki cinsiyet algısının değişmeyeceğini biliyoruz. Eğitimde ki kadın mücadelesi aynı zamanda erk zihniyete karşı sürdürülen bir mücadeledir. Bu mücadele ancak ve ancak bilimsel bağımsız öğretim kurumlarının inşasıyla var olacaktır.
Sosyalist Öğrenci Hareketi ve LGBTİ Mücadelesi
Sosyalist Öğrenci Hareketi, akademik demokratik mücadele alanlarında cinsiyet yönelimi nedeniyle baskı gören, yok sayılan ve ötekileştirilmeye çalışılan tüm bireylerin var olma mücadelesini sahiplenir. Bugün sistem eliyle ülkenin ve dünyanın dört bir yanında örülen eğitim sisteminde LGBTİ’lere yönelik homofobik eğitim meşrulaştırılmaktadır. Eğitimde ki cinsiyet kalıpları sistematik olarak kendini kişiler üzerinden var eder ve yine bu gerici eğitimi kişilere entegre etmeye çalışır. Cinsel yönelimi nedeniyle, eğitim engeliyle karşılaşan LGBTİ bireyleri farklı uygulama ve davranışlara maruz kalırlar. Bu baskı sadece sistemin yarattığı düşman tavrı değildir. Daha sık anlamıyla LGBTİ’lere yaşam alanı bırakmayan erk sömürü sistemidir. Toplumsal cinsiyet normlarının zihinlere sokulduğu, bireylerin normal ve anormal olarak sınıflandırıldığı eğitim sistemini reddediyoruz. Biliyoruz ki, eğitim sistem siyasetinin müzakere alanıdır. Biz Sosyalist Öğrenci Hareketi olarak farklılıkları görmek ve bu farklılıkların dinamiklerini yok saymamak, sınıfsal-cinsiyetçi eşitsizliklere karşı ses çıkarmak ve eğitim alanını daraltan her türlü söyleme karşı politika üretmeyi amaç ediniyoruz. Bizler toplumun ezilenleri olarak, bir başka ezilen sınıfsal tabakayı reddetmiyoruz. Aksine LGBTİ’lerin var olma mücadelesini sahipleniyoruz.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, anti-türcüdür.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, sadece insanı merkeze alan, onu üstün gören, ”uygar” insan şovenizmini reddeder. Sosyalist Öğrenci Hareketi, sadece insan merkezli değil,canlı merkezli politikalar üretir. Bir insanın yaşam hakkı neyse, bir karıncanın da yaşam hakkının o olduğunu düşünür.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, ekolojik bir yaşamı savunur.
Ekoloji anlayışımız, insan, doğa ve canlı merkezlidir. Eko-sistemimiz kapitalist ve emperyalist aç gözlülük yüzünden büyük tehlikelerle karı karşıyadır. Piyasacı sistem, kendi kazancına kazanç katma noktasında hareket ettiğinden, doğanın, canlıların, insanın ve bir bütün olarak eko-sistemimizin dengesini alt-üst etmektedir. Genel mücadele anlayışlarımızın merkezinde, yanlış olarak, sadece insanın kurtuluşunu merkezine alan bir anlayış mevcuttur. Sosyalist Öğrenci Hareketi, bu noktada insanın kurtuluşuyla, doğanın ve canlıların kurtuluşunun hep birlikte mümkün olacağını; ekolojik kurtuluşun, insanın kurtuluşu kadar önemli olduğunu düşünür.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, kültür ve sanatla beslenenlerin siyasal aracıdır.
Kültür ve sanat anlayışımız, nitelikli bir öz ve biçimden hareketlenir. Kitlelerin yaşamlarında ve mücadelelerinde büyük dönüşümleri sağlayan en temel öğelerin başında kültür ve sanat gelir. Kültür ve sanat anlayışımız, sistemin zararlı ideolojilerinin sızmadığı bütün öğelerle harmanlanmalıdır. Sosyalist Öğrenci Hareketi,faşist,cinsiyetçi yaklaşımlardan uzak, insanların evrensel değerlerini merkezine alan, somut-soyut bütün kültür ve sanat anlayışından beslenmeyi ve üretmeyi mücadelesinin en önemli dinamikleri olduğunu düşünür.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, ulusların tam hak eşitliğini savunur.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, ezilen uluslara yönelik gelişen, milliyetçi, şoven, sosyal-şoven anlayışlara karşı mücadele eder. Bütün ulusların, tam hak eşitliğini savunur. Faşizmin, ezilen uluslara yönelik her türlü soykırım, katliam, baskı politikalarına karşı ezilen ulusların kendi geleceklerini belirleme hakkını savunur ve aynı zamanda bütün bu şiddet politikalarına karşı aktif mücadele eder.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, mültecilerin temel taleplerini destekler.
Ülkemizde ve dünyada, emperyalist güçler arasındaki çıkar çatışmaları, özellikle daha zayıf olan ülkelerin yıkımlarıyla sonuçlanmaktadır. Ülkesi savaş alanına dönen insanlar, kendi topraklarını terk etmek zorunda kalıp, başka ülkelerin yolunu tutarlar. Bu ülkelerde sığınmacı veya mülteci konumunda, insani koşullardan yoksun bir biçimde yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Emperyalistler ve yerel güçler, söylemde her ne kadar insani temelli soruna yaklaştıklarını belirtse de, pratikte sığınmacı ve mültecileri siyasi şantaj aracı olarak görmektedir. Onları, ucuz iş gücü olarak kullanıp bütün sosyal haklardan mahrum bırakmaktadır. Özellikle, bu konumdaki toplumlarda öğrenci çağında çocuk ve genç nüfusu oldukça fazladır. Sosyalist Öğrenci Hareketi, emperyalist ve onların yerel işbirlikçilerinin bu konudaki ikiyüzlülük politikalarını teşhir eder. Sığınmacı ve mülteci konumundaki çocuk ve öğrencilerin eğitim-öğrenim hakkını savunur. Bu toplumların entegrasyonunun sağlanması için gerekli politikaları, yol ve yöntemleri kendi programı ekseninde hayata geçirir.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, inanç ve inançsızlık özgürlüğünü savunur.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, bir inancın, başka inançlar üzerine özel bir hakkının olmasını kabul etmez ve devletin kendi çıkarları noktasında inancı kullanmasına karşı çıkar. İnancın, devlet tekelinden çıkmasını savunur. Bütün insanların, kendi inançlarını, başka inançlara ve kimliklere karşı nefret eylemi ve söylemi haline getirmemek şartıyla özgürce yaşamalarını savunur. İnançsız insanların da aynı şekilde, özgürce yaşamalarının olmazsa olmaz koşul olduğunun altını çizer.Hiçbir insanın inancı,yaşam tarzı vs. başka bir insanın özgürlüğüne karşı gelişmemesini savunur. Alevi, Ezidi ve diğer azınlık inançlara mensup insanlara devlet eliyle hakim inancın dayatılmasına karşı çıkar. Okullarda, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını savunur.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, öğrencilere dayatılan staj sömürüsünü reddeder.
Meslek Liselerinde, Meslek Yüksek okullarında ve üniversitelerde öğrencilere dayatılan zorunlu staj, kapitalistlerin, öğrencileri kendi sınıfsal çıkarlarına göre şekillendirmeyi amaçlar. Bu sayede egemen kapitalist sınıflar, öğrencinin,  artı-değerini sömürmenin ön koşullarını oluşturur. Kapitalist pazara, stajyer adı altında, yüz binlerce öğrenci vasıflı iş gücü olarak sunulur. Stajyer adı altında geliştirilen bu sömürü mekanizması ”pratik iç eğitimi” ile perdelenerek meşrulaştırılır. Stajyerleri iş yerlerine kabul eden sermayedarlar, ”öğrencinin iş eğitimiyle ilgilenmekle” görevlendirilmişlerdir. Stajyer işçinin notunun yarısını patron, yarısını da patron yardımcısı vermektedir.Bu kozu kullanan patronlar, onların ”eğitim’i ile değil, sömürülmesiyle ilgilenirler. Stajyer işçiler, en yüksek verimliliği(sömürü) göstermek zorundadırlar ve yine en düşük ücretlerle çalıştırılmaktadırlar.Sosyalist Öğrenci Hareketi, staj adı altında dayatılan sömürüye reddeder ve bu temelde mücadelesini sürdürür.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, üniversite ve liselerde uygulanan taşeron çalışma sistemini reddeder.
Taşeronlaştırma, 1980 darbesinden sonra ülkemizde uygulamaya konulmuştur. 2002’den sonra, AKP iktidarı döneminde, bütün yaşam alanlarına sızmıştır.Okullarda çalışan temizlik işçileri, üniversitelerde çalışan eğitim emekçileri, kapitalist sistemin en ağır sömürüsüne maruz kalmaktadırlar. Neo-liberal sistem, sömürüsünü taşeron firmalar eliyle işçi ve emekçilere en yoğun biçimde uygulamaktadır. Bu sömürü düzeninin, kendisini en çok hissettirdiği alanlardan birisi de, eğitim-öğrenim kurumlarıdır. Sosyalist Öğrenci Hareketi,eğitim-öğrenim kurumlarında sömürüye maruz kalan işçi ve emekçilerle omuz omuza mücadelelerini birleştirip hep birlikte mücadeleyi büyütmekle yükümlüdürler.

 

  1. AKADEMİK-DEMOKRATİK MÜCADELE ALANINA YAKLAŞIMIMIZ

Sosyalist Öğrenci Hareketi, akademik-demokratik mücadele alanlarında, birleştirici bir siyasal hat izler.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, sosyalizm mücadelesi sürdüren öğrencilerin ideolojik aracı olsa dahi, akademik-demokratik mücadele alanlarındaki sorunların özünün ideolojik değil, politik olduğunu savunur. Bu noktada, muhaliflik kimliğinden hareket eder. Bu muhaliflik kimliği anti-kapitalist, anti-faşist bir özle harmanlanmalıdır.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, eğitim-öğrenim kurumlarında ikili bir siyasal hat izler. Sosyalist Öğrenci Hareketi, sosyalizm mücadelesini yürütenlerin siyasal aracı iken aynı zamanda her Sosyalist Öğrenci Hareketi üyesi, akademik-demokratik mücadele alanlarında öz örgütlülüklerin oluşturulmasında yer almalıdır. Bu öz örgütlülük içerisinde hareket eden Sosyalist Öğrenci Hareketi üyesi, içerisinde bulunduğu öz örgütlülük aracının perspektifine uygun davranır. Yani öz örgütlülük aracı içerisinde Sosyalist Öğrenci Hareketi kimliği ile değil, öz örgütlülük kimliği ile hareket eder. Aynı zamanda kendisini öz örgütlülük içerisinde var eden bir öğrenci, Sosyalist Öğrenci Hareketi’nde kendisini ifade etme ve etmeme noktasında özgür olmalıdır.

Tarihsel olarak ülkemizde, FKF’den sonra kurulan aynı düzlemdeki örgütlenmelerin çoğuna baktığımızda başlangıçta içerisinde çeşitli ideolojik-siyasal yaklaşımlar olsa da, politik birlik noktasından hareketle kitleselliğin yakalandığını ve o kitleselliğin daha önce görülmemiş çeşitlikte ideolojik-siyasal yaklaşımlarından yola çıkan mücadele birimlerine dönüştüğünü görüyoruz. Tüm bu tarihsel anlatımlarla görünür kılmaya çalıştığımız şey, birleştirici bir sistem karşıtlığı, demokrasi, özgürlükler mücadelesinin verilebilme olasılığının kendisidir. Yani biçimsel bir şekilde niceliği yakalamanın kendisinden çok nitelikli mücadelenin zeminini yaratmak ve en geniş kitlelerin kendi sorunları üzerinden politikleşecekleri, sözlerini söyleyebilecekleri, özgür bir şekilde inisiyatif kazanacakları, aşağıdan yukarıya demokratik bir şekilde örgütlenecekleri, eylemlerini yetkinleşerek geliştirecekleri bir süreç izleyerek kitleselliğe ulaşmaktır. Bu yanıyla demokratik alanlarda politik birliktelikleri varlık nedeni kılan öz örgütleri, sistem karşıtı devrimci örgütlenmelerden ayıran en önemli yan, bu evrimsel şekillenişe uygun bir öz örgütlülük teması, çerçevesidir.

FKF’de daha sonra gerçekleşen birçok ayrışma (Aynı ayrışma Öğrenci Koordinasyonları’nın içerisinde de gerçekleşmiştir.) öğrenci gençliğinin ideolojik-siyasal talepleri ölçüsünde gerçekleşmiş, gençlik artık var olan sistem karşısındaki kısmi kazanımların değil, başka bir dünyanın, toplumsal yaşamın peşine düşmüştür. Tarih, “hep aynı deneyi yapıp farklı sonuç beklenemeyeceği” söylemini, 1990’lı yılların ikinci yarısında üniversitelerde faşist saldırıların yoğunlaşması, üniversite içindeki hizmetlere, harçlara yönelik %350 oranında zamlar; akademik personelin taşeronlaştırılmasına tepki olarak hareketlenen öğrencilerin koordine ettiği-kurduğu “Öğrenci Koordinasyonları”nın çıkışı ve sönümlenişinde bir hortlak gibi karşımıza çıkaracaktı tekrar. Öğrenci Koordinasyonları FKF’nin çizgisinin yapısal açıdan biraz daha uzağında gerçekleşmiş bir deneyim de olsa, bir hareketlenme, örgütlenme, koordine olma açısından FKF’nin araçsal etkisine yaklaşmış; ancak içerisindeki öznelerin hatalı yaklaşımları sonucu benzer bir son yaşamıştır. Sosyalist Öğrenci Hareketi, bu deneyimlerin ışığında, kendisini akademik-demokratik mücadele alanlarında öz örgüt anlayışına uygun olarak şekillendirir ve bu bağlamda pratiklerini gerçekleştirir.

 

  1. SOSYALİST ÖĞRENCİ HAREKETİ’NİN AMAÇLARI

Sosyalist Öğrenci Hareketi; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkını savunur.
Piyasacı sistem, öğrencilerin parasız eğitim hakkını hiçe sayarak, öğrencileri part-time işlerde çalışmaya mecbur bırakır. Bu sayede, piyasanın ihtiyaç duyduğu ucuz iş gücü de karşılanmış olur. İş cinayetleri, katliamları sonucu yaşamını yitiren öğrenci sayısı hayli fazladır. Parasız eğitim-öğrenim en temel insani haktır. Sosyalist Öğrenci Hareketi, bu temel hakkı mücadele ederek kazanmayı hedefler ve bu yolla öğrencilerin piyasaya karlı ve ucuz iş gücü olarak sürülmesini de ortadan kaldırmayı hedefler.
Ülkemizde eğitim sistemi, bilimsellikten oldukça uzaktır. Eğitim sistemi, cinsiyetçi, faşist, militarist bir niteliğe sahiptir. Bilimsel, özgürleştirici, nitelikli olan öğeler, her geçen gün eğitimden soyutlanıyor.Sistem bu yanıyla eğitimi, insanlara, canlılara ve doğaya karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Sistemin, eğitimden anladığı budur. Bizim anladığımız şey ise, eğitimin özgürleştirilmesi ve gerçek anlamına kavuşturulması pratiğidir. Bilgi, insanların, canlıların ve doğanın lehine kullanılırsa ancak gerçek anlamda özgürleşir. Sosyalist Öğrenci Hareketi, bilginin, düşüncenin ve eğitimin özgürleşmesi noktasında mücadelesini kararlılıkla sürdürür.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, farklı ulus ve milliyetlere mensup bütün öğrencilerin kendi anadilinde eğitim-öğrenim görme hakkını savunur. Anadilde eğitim görme hakkı en temel insani haktır. Bu hakkın gasp edilmesi kabul edilemez. Sosyalist Öğrenci Hareketi, anadilde eğitim hakkının kazanılması temelinde mücadele yürütür.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, sistemin ideolojik ayaklarından olan YÖK’ün kaldırılmasını savunur ve bu temelde mücadele eder.
Yüksek Öğretim Kurumu(YÖK), 1980 darbesini gerçekleştiren, askeri-faşist cuntanın bir ürünüdür. Darbe ürünü olan bu kurum, daha sonra iktidara gelen bütün partiler ve siyasiler tarafından korunmuş, geliştirilmiş ve güçlendirilmiştir. Sistem partileri, YÖK’ü kaldıracağız diyerek kitleleri aldatmakta, oylarını devşirerek iktidar olmaktadırlar. İktidara gelen her sistem partisi, kitlelere YÖK’ü kaldırma sözü vermiş; ancak iktidar olduklarında ise, YÖK’ü kaldırmak bir yana, gittikçe güçlendirmişlerdir. Araştıran, düşünen ve analiz eden insan profilinden korkan egemenler, YÖK’ün varlığını sürdürmesinden yanadırlar. Düşünmeyen ve sorgulamayan belleksiz bir birey ve toplum yaratmak isteyen egemenlerin elinde üniversitelere bir saldırı aracı olan YÖK gibi bir darbe kurumunu, egemenler değil, başka bir dünya, üniversite ve varoluş diyen öğrenciler, tarihin çöplüğüne yollayacaktır. Sosyalist Öğrenci Hareketi, YÖK’ün üniversitelerde uyguladığı bütün saldırı politikalarına karşı mücadelesini amansızca sürdürür. YÖK’ ün kaldırılarak üniversitelerin özerk bir yapıya kavuşmasını ve akademisyen, öğrenci ve üniversite emekçilerinin ‘’söz-yetki-karar üniversitelilere’’ anlayışıyla demokratik biçimde yönetilmesini savunur.

Sosyalist Öğrenci Hareketi,  öğrencilerin ücretsiz barınma hakkını savunur.
Ülkemizde, milyonlarca öğrenci olmasına karşılık, yurt ve barınma öğrencilere yetmemektedir. Bu yurtlara girebilen öğrenciler ise, sağlıksız, güvenli olmayan şartlarda yaşamaktadırlar. Yurtlara yerleşemeyen öğrenciler, çeşitli cemaatlerin yurtlarına mecbur bırakılmakta, bir kısmı kendi imkanlarıyla kiralık ev tutmakta ve barınma sorununu çözemeyen öğrenciler, büyük güçlüklerle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Sosyalist Öğrenci Hareketi, öğrencilerin barınma sorunlarının çözümü noktasında mücadele eder ve alternatifler üretir.

Sosyalist Öğrenci Hareketi,  ücretsiz ve sağlıklı beslenme hakkını savunur.
Ülkemizde, hem okul kantinlerinde hem de öğrenci yurtlarında öğrenciler en temel ihtiyacı olan beslenme olanaklarından parasız yararlanamamaktadırlar. Beslenme ihtiyacını karşılamaya çalışan öğrenciler, büyük zorluklar yaşamaktadırlar. Öğrencilerin yemekleri pahalı ve iyi beslenme açısından yetersizdir. Sosyalist Öğrenci Hareketi öğrencilerin beslenme hakkının savunucusu ve mücadelecisidir.

Sosyalist Öğrenci Hareketi, ücretsiz ve güvenli ulaşım hakkını savunur.
Öğrenciyi müşteri olarak gören piyasacı sistem, ulaşımı öğrenciye paralı olarak sunar. Barınma, beslenme ve temel yaşamsal ihtiyaçlara bir de ulaşım masrafları eklendiğinde, öğrencilerin yaşadıkları zorlukların da mahiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Ulaşım haktır. Bu noktada, Sosyalist Öğrenci Hareketi, bütün öğrencilerle birlikte, ulaşım talebini haykırmaya ve bu haklı taleplerini kazanma noktasında mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.