SÖH: Gezi’nin Ruhu, Hayır’ın Öfkesi, Geleceğin Sesiyiz!

Kapitalist/ emperyalist sistemin, başta işçi sınıfı olmak üzere, ezilen ulus ve halklara, kadınlara LGBTİ’lere ve doğamıza yönelik baskı, şiddet ve sömürü politikaları derinleşerek devam etmektedir. Öyle ki, sermayenin girmediği tek bir alan, sistemin kendisini üretmediği tek bir yaşam alanı kalmamıştır.

Sistemin kendisini en çok hissettirdiği alanlardan birisi de eğitim-öğrenim kurumlarıdır. Kapitalist sistem, eğitimi metalaştırmış ve öğrencileri birer müşteriye indirgemektedir. Ülkemizde sistemin sürdürücülüğünü üstlen güncel iktidar, eğitimi bu anlayışa uygun olarak sermayenin çıkarlarına uygun hale getirmiş ve eğitim kurumlarını birer ticarethaneye dönüştürmüştür.

Eşit-parasız-bilimsel ve anadilde eğitim talebini için mücadele eden öğrenciler, devlet şiddetine ve tutuklamalara maruz kalmaktadır. Bütün bu baskıların yanı sıra iktidarın atadığı ve hiçbir meşrulukları olmayan atanmış ”rektörler” ve üniversite yönetimleri, öğrencileri soruşturma ve uzaklaştırmalarla yıldırmaya çalışmaktadırlar.

15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek ilan edilen OHAL iktidar tarafından 3. kez uzatılmış ve uzun zamandır eğitim kurumlarında öğrencilerin bütün hak ve talepleri devlet şiddetiyle karşılanmaktadır. Okullarımız polis tarafından karakola çevrilmiştir.

Eğitim kurumlarında, darbe ürünü olan YÖK’ün tahakkümü olabildiğince ağırlaştırılmaktadır. Eğitimin içeriği son derce anti-bilimsel, faşist, cinsiyetçi bir niteliğe sahiptir. Eğitim kurumlarında, barıştan, emekten ve bilimden yana eğitim emekçisi varsa, KHK’larla ihraç edilmiş ve yerlerine iktidarın dünya görüşüne uygun kişiler getirilmiştir. Yurtlarda, çocukları istismar eden ”Ensar Vakfı”nın zihniyeti eğitim kurumlarında esas hala getirilmeye çalışılmaktadır.

16 Nisan referandumu öncesinde, eğitim kurumlarında “evet” faaliyeti yapmak serbestken, “HAYIR” çalışması yapmak yasaklanmış ve bütün bu anti-demokratik uygulamalara karşı ısrarla çalışmasını sürdüren arkadaşlarımız baskı, şiddet ve soruşturmalara maruz kalmıştır.

16 Nisan referandumunda “HAYIR” seçiminde bulunanlar kazandığı halde Erdoğan/AKP iktidarı bunu YSK darbesiyle tersine çevirdi. ”Hayır, biz kazandık!” diyip sokaklara çıkanlar polis operasyonlarıyla gözaltına alındı ve bir kısmı tutuklandı.

Suriye’de IŞİD çetelerini besleyen ve bölgeyi kan gölüne çeviren Erdoğan/AKP iktidarı, IŞİD ve benzeri çete oluşumu örgütler aracılığıyla Rojova’da mücadelenin kazanımlarını ortadan kaldıramayınca bizzat TSK’yı devreye sokarak sonuç almaya çalışmıştır. Başka ulusların topraklarına girip işgalcilik yapmaktan çekinmeyen iktidar, ülke içerisinde de Kürt Ulusu’na yönelik katliamcı geleneğini tüm hızıyla sürdürmektedir.

Kapitalist/emperyalist sömürü çarkı işçilerin aleyhine dönmeye devam ediyor. Seçim dönemlerinde birbirlerine tahta kılıçlarını çekmekten eksik durmayan iktidar klikleri, referandum sonrasında zaman kaybetmeksizin saldırılarını yine işçi sınıfına yöneltti. Kıdem tazminatlarının kaldırılması için harekete geçen burjuva beylerin “düşmanlık”larını unutması yine kısa sürdü.

Savaşın, yoksulluğun, taşeronlaştırmanın, güvencesizleştirmenin, geleceksizleştirmenin ve haksızlığın tüm hızıyla sürdüğü bu süreçte 1 Mayıs’ta kitlesel olarak alanlarda olmanın önemi açıktır.

YSK darbesiyle halkın meşru iradesini yok sayanlara karşı 1 Mayıs alanlarında bir kez daha HAYIR demenin gerekliliği ortadadır.

Liselerden, üniversitelerden, sokaklarımızdan sel olup, 1 Mayıs alanlarına akalım. Bütün öğrencileri 1 Mayıs’ta haksızlıklara, sömürüye, baskı ve şiddete karşı Sosyalist Öğrenci Hareketi saflarında “HAYIR”ı haykırmaya devam etmeye ve geleceğimiz için umudu büyütmeye davet ediyoruz’.

 

Yaşasın 1 Mayıs!

Bijî Yek Gulan!

 

Sosyalist Öğrenci Hareketi

28 Nisan 2017