Fatih Mehmet Maçoğlu: HDP Barajı Aşmalı; SMF Olarak Üzerimize Düşeni Yapacağız.

Ovacık Belediye başkanımız Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Artı Gerçek internet sitesinde çıkan röportajı:

 

Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu bir çok ilke imza atması ile biliyor. Türkiye’de alışılan klasik belediyecilik dışına çıkan Maçoğlu ulaşım araçlarını ücretsiz yaptı. Hazineye ait araziye nohut, kuru fasulye ve patates ekti. Elde edilen ürünlerden bir kısmını yoksullara ücretsiz dağıttı. Satılan ürünlerden elde edilen gelirin bir kısmını üniversite öğrencilerine burs olarak verdi. Ovacık’ın ilk olarak ekonomisine dokunarak, bal üretimini yaygınlaştırdı, halkın kooperatifleşmesini sağlayarak konut projelerini hayata geçirmeye başladı. Halk odaklı belediyeciliği geliştiren Maçoğlu yeni dönemde de bazı projeleri geliştiriyor.

Süt ürünlerinin üretimi ve pazarlanması için mandıra projesi bu yıl hayata geçiriliyor. Bu proje ile çiftçilerin süt ürünlerinden gelir elde etmeleri sağlanacak. Bir diğer proje tarımla ilgili. Kızık Köyü Derneği ile beraber Kızık Köyü’nde 700 dönüm arazi ekilecek. Kızık Köyü ortak üretim alanında köyün arazilerinin tamamı birleştirilerek nohut, fasulye ve mercimek üretilecek.

KIRMIZI HALI YOK, KÜTÜPHANE VAR

Ovacık Belediyesi sadece yaptıkları tarımsal çalışma ile değil, farklı belediyecilik anlayışıyla da dikkat çekiyor. İlçe belediye binasının girişi kütüphaneye çevrilmiş durumda. Belediye resmi bir kurumdan çok kültür merkezini andırıyor. Belediye içinde kırmızı halılar yok. Kapılar açık. Girişte ziyaretçileri kütüphane karşılıyor. Dersim’de çekilen fotoğraflar bina içindeki koridorda sergileniyor.

“BÜROKRASİYİ REDDEDİYORUZ”

Ovacık’ta bir araya geldiğimiz Başkan Mehmet Fatih Maçoğlu ile seçimleri, belediyeciliği ve ilçede yaptığı çalışmaları konuştuk. Belediye binasını neden bu şekilde düzenledikleri sorusuna Maçoğlu, “Bizler Pepuké geleneğinden geliyoruz. Yaşadığımız yer, iktidarlaştığımız veya yerleştiğimiz alanları hayatımızın bir parçası yapmak zorundayız. Bürokrasiyi reddetmemiz lazım. Bürokratik alanı yok edip, halkçılaşmamız lazım. Eğer bunu yapmazsak, söylediklerimiz ile çelişiriz. Söyleminle çeliştiğin anda düşündüğünle, yaptığın farklılaşıyor. Biz bu ilin valiliğini de alsak yaşamımız bu olacak. Değişmeyecek. Kütüphaneler, eğitim alanları, sanat bizim için değerlidir. Mesela belediyeye girdiğinizde, belediye başkanının resmi ile karşılaşmanız aslında bir bürokratik baskı anlamındadır. Biz bunun dışına çıkmalıyız” diye cevap verdi.

“ÇIKAR ÇEVRELERİ BİZE KARŞI ÇIKTI”

Dersim ekonomik sıkıntıların yoğun yaşandığı bir kent. Belediyeyi devraldıklarında birçok sıkıntı ile karşılaştıklarını belirten Maçoğlu, özellikle belediyede palazlanan çıkar çevrelerini rahatsız ettiklerini söyledi. Maçoğlu, “Çünkü hayata dair alışkanları değişiyor insanların. Neydi, hayata dair alışkanlıklar? Mesela Ovacık’ta 5 veya 6 vatandaş, bu belediyenin kaymağını yiyen kişilerdi. Birisi ihalesini alıyor, birisi bakkal ürünlerini, diğeri inşaat malzemesini, biri ise kumunu veriyor. Baktığınızda belediye başkanları bazı aşiret adamlarını yanına alıyor. çünkü bir sonraki dönemde kazanma ihtimali daha da yükseliyor. Burası küçük yerler. 50-100 oy bile sonuçları değiştirebiliyor. Şimdi siz geldiğinizde bunları ekarte ettiniz. Yoksulların olduğu yerde siz bunlara, ‘burada palazlananlar, buraya giremez’ dediniz. Bunu deyince, onun etrafındaki akrabaları size karşı tutum alıyor. Bunlarla uğraşmak zaman aldı biraz ama halk yapılanları anlayınca memnuniyetini ifade ediyor. Şu anda bu anlamda çalışmalarımız iyi” diye konuştu.

“BEŞTEPE’DE OTURMAYIZ, HALK KÜTÜPHANESİ YAPARIZ”

Maçoğlu’na muhalefet partilerinin, Erdoğan’a ‘Beştepe’ ve ‘koruma ordusu’ üzerinden yaptığı eleştirileri de değenlendirdi. Kendisinin ülkeyi yönetmesi durumunda Beştepe’ye çıkıp çıkmayacağı sorusuna Maçoğlu, “Oraya gittiğimizde, orada olduğumuzda oluşacak psikolojik durumu bilemem. Ama şunu söyleyebilirim, bizi bu kadar koruyan olmaz. Bizim halkı korumamız gerekiyor… İnanın halk sizi korur. Halkından korkanlar yönetemez. Güncel birkaç süre, birkaç dönem yapar, ama asla halkın vicdanında yer edinemez. Dünyada burjuvazi ile yönetilen bir çok ülkeye bakın, gelmiş geçmiş devlet adamlarında çok nadir kişiler insan vicdanında yer edinir. Beştepe’de ise oturmayız biz. Beştepe kocaman büyük kütüphane olur. Orası halkın ortak kullanım alanı olur’’ cevabını verdi.

“HDP BARAJI AŞMALI”

Maçoğlu, 24 Haziran’da yapılacak seçimler hakkında da konuştu. “Dersim her zaman muhalif alanını, muhalefeti örgütleme yanını kullanacak gibi geliyor” diyen Maçoğlu, “Çünkü benim de köylerde, ilçede ya da çok alanda yaptığım tespitler böyle… Halkların Demokratik Partisi ve devrimci kurumların ittifakı esasen bütün renklerin bir araya gelişi Türkiye’de bir heyecan yarattı. Dersim bu konuda elinden geleni yapacak. Dersim halkının o dik duruşunu biliyorum. Türkiye halkları şunu kabul etmeye başladı; Kürt halkının temsiliyetinin olmadığı parlementoda bir şeyin eksik olduğunu düşünüyor. Halkların Demokratik Partisi’nin baraj altında kalmasını düşünmek, tartışmak bile gerçekten demokrasiye vurulacak en büyük darbedir. Bizler Sosyalist Meclisler Federasyonu bu bilinçle hareket ediyoruz. Biz de üstümüze düşeni yapacağız, bunu herkesin böyle bilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“CHP SOSYAL DEMOKRATIM DİYORSA, GEREĞİNİ YAPMALI”

Dersimlilerin, CHP’nin HDP’ye yönelik tutumuna ilişkin eleştirilerine de değinen Maçoğlu şöyle konuştu: “Cumhuriyet Halk Partisi kendisini ‘Biz sosyal demokratız, sosyal demokrasiyi savunuyoruz’ şeklinde tanımlıyor. Bu söylemin eğer altını doldurursa hakikaten her birimizin faydalanabileceği bir durumdur. Bu tür durumlar bu Türkiye’de demokrasinin gelişmesini sağlar. Ama şuna dikkat etmek lazım: Sosyal demokrasinin gereğini yapması çok önemlidir. Yapamadığın andan itibaren Türkiye’de aydınlardan, sosyalistlerden, devrimcilerden, ezilenlerden ve yoksullardan tepki almaya başlarsınız. Bugün Türkiye’de, Kürt halkının yaşadığı coğrafyaya bir bakınız mesela. AKP, MHP ve İYİ Parti ile ilgili bir yorum yapılmıyor. Ama Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili yorum yapılıyor. Bunun sebepleri var. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının televizyona çıkıp, ‘Ben Anayasa’ya aykırı olduğunu bile bile, gidip şuna imza atacağım’ demesi bu coğrafyada yadırgandı. Halkların Demokratik Partisi’nin eş başkanlarının, milletvekillerinin tutuklanmasına ya da yargılanmasına izin vermek, mevcut iktidara, o diktanın oyununa düşerek, bunun önünü açması çok kötü bir durumdu bizim açımızdan. Siz bunun gereğini yerine getirmediğinizde bütün sosyal demokratlardan, aydınlardan ve devrimcilerden tepki alırsınız.”

 

Artı Gerçek/  Remzi Budancir