Türk-İslam tekçi faşist anlayışı üzerine kurulu Türk devleti zulüm ve katliam politikalarını Türkiye/Kuzey Kürdistan topraklarında hiç eksik etmedi. 12 Eylül askeri faşist cuntası Ordunun “kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kaldığını(!)” ilan ederek beraberinde gelecek baskı, sindirme, zulüm ve katliamların ilk adımını attı.
12 Eylül Kenan Evren Türkiye’sinde ‘resmi rakamlara’ göre 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 14 kişi cezaevlerindeki açlık grevleri direnişlerinde hayatını kaybetmiş, 171 kişi sorgularda ve hapishane işkencelerinde can vermiş; çatışma, kaçma ve intihar olarak kayıtlara geçtikleri toplam 210 kişi öldürülmüş, 49 kişi idam edilmiş, 23.700 dernek kapatılmış, binlerce emekçi işinden edilmiş ve sayısız soruşturmalarla baskı ve sindirme politikası sürdürülmüştür.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri insanlık dışı uygulamalara sahne oluyordu. 12 Eylül faşizmini kadınlar açısından incelediğimizde özelde tutsak kadınlar genelde tüm kadınlara yönelik saldırılar kadın bedenini hedef alarak daha da ağır boyutlara ulaşmıştır. Karanlık 2 metre kare hücrelerde elektrik, falaka, askı cinsel şiddet ve saldırılara maruz kalan kadınlar tüm bunların yanında psikolojik olarak her an şiddete uğruyorlardı.
Bugün faşist Erdoğan/AKP iktidarına baktığımızda 15 Temmuz darbe girişimi ile başlayan OHAL ve KHK’lar ile sürdürdüğü saltanatının bilançosu 12 Eylül döneminin aynası olmuş durumda. 12 Eylül Askeri faşist cuntanın kan izleri üzerine kurulan AKP iktidarının mirası devr alması ile aynı zulüm ve baskılar da görülmeye devam ediyor.
12 Eylül bilançosu gibi 15 Temmuz ile başlaya OHAL ve KHK bilançosu da bir o kadar ağır. Faşist gerici AKP iktidarının OHAL ve KHK’sı ile binlerce dernek, sendika, okul, gazete, tv ve radyo kanalı kapatıldı, binlerce kamu emekçisi görevinden alındı; gazeteciler, Kürtler, kadınlar, LGBTİ+’ler ve devrimciler başta olmak üzere binlerce kişi gözaltına alınıp tutuklandı, 56 bin kişinin pasaportu iptal edildi, Ankara ve Diyarbakır gibi birçok kentte toplantı gösteri ve yürüyüşlerin yasaklanıp halkın seçtiği belediyelere kayyum atayıp halkın iradesi gasp edildi, Gözaltı süresinin 30 güne çıkarılması ve 5 gün avukatla görüş yasağının getirilmesi gibi birçok zulüm boy göstermiştir.
Tüm bu hak ihlallerinin yanında her fırsatta kadın ve LGBTİ+’ların yaşam alanlarına yönelik saldırıları hız kesmeden devam ettiren ataerkil sistem yine kadın ve LGBTİ+’lara saldırmaktan geri durmamıştır. Kadınlar tüm alanlarda baskıya uğramış gözaltı ve tutuklamalarda çıplak arama işkencesi ile cinsel şiddet ve saldırıya maruz kalmıştır. Direnerek kazandıkları tüm alanlar Erdoğan/AKP iktidarı tarafından gasp edilmeye çalışılmaktadır.
Gerici Türk İslam faşizmi başta kadın ve LGBTİ+’lar olmak üzere her fırsatta yüzünü ilk kendine muhalif kesime dönerek yaşam alanlarımıza el uzatarak bizleri tek tip insan modeline büründürmeye çalışmaktadır. Kadın ve LGBTİ+’lar, komünist-devrimciler, Kürt ulusu, Ermeniler, Aleviler ve birçok farklı ulus, milliyet ve inançtan binlerce kişiyi katletmiş, zulme uğratmış, çeşitli baskı ve sindirme politikalarıyla yok etmeye çalışmış olan bu zihniyet yine katliamcı geleneğini en barbarca, zorba şeklini hapishaneler üzerinde tesis etmiştir. Sınıf mücadelesinin en zorlu alanlarından olan hapishaneler 12 Eylül cuntasından Erdoğan faşizmine üzerinde birçok politika üretilen alan olmuştur. Tek tip elbise, tecrit, kitap yasağı, görüş yasağı, telefon görüşü haklarının gasp edilmesi ve işkence ile tutsaklara yönelik baskı katlanarak arttı. Tek tip elbise işkencesi fiili olarak hayata geçirilmeye çalışılsa da dün 12 Eylül cuntasının karşılaştığı direniş duvarı bugün AKP iktidarının da önüne engel olacaktır.
12 Eylül faşizminin yıl dönümünde 12 Eylül’ü direnişleriyle püskürten kadınların ardılları olarak bugün Erdoğan/AKP iktidarını da sınıf kinimizi kuşanarak örgütlü kadın mücadelemiz ile püskürteceğiz. Can kan bedeli ile aldığımız en ufak haklarımızı boyun eğerek geri teslim etmeyeceğiz. Tek tipleştirmeye, tecride, cinsel saldırı ve şiddete ve tüm baskı ve zulüm politikalarınıza karşı 12 Eylül direnişlerinden aldığımız güç ile karşınıza Mercanlar olup çıkacağız. 12 Eylül faşizminden Erdoğan faşizmine kadınlar örgütlü birleşik kadın mücadelesi ile sosyalizm bayrağını daha bir yükselterek tüm alanlarda direnişleri ile var olmaya devam edecek! 12 Eylül koşullarını aratmayan günümüz koşullarında herkesi sınıf saflarında tecrit, işkence ve tek tip dayatmasına karşı örgütlenmeye çağırıyoruz.
Demokratik Kadın Hareketi