18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü Vesilesiyle…

İnsanın tarih sahnesine çıkışıyla günümüze kadar coğrafyalar üzerindeki yer değişikliği hareketliliği göstermiştir ki küresel ölçekte bütün göçler esas itibariyle sermaye sisteminin yarattığı zorunluluklardan kaynaklı gerçekleşmektedir. Göç ve göçmen-mülteci sorunlarına doğru siyasal yaklaşım için kapitalizm ve onun siyasal ve askeri alanlardaki farklı coğrafyalardaki saldırılarından bağımsız ele alınamaz.
İnsanın tarih sahnesine çıkışıyla günümüze kadar coğrafyalar üzerindeki yer değişikliği hareketliliği göstermiştir ki küresel ölçekte bütün göçler esas itibariyle sermaye sisteminin yarattığı zorunluluklardan kaynaklı gerçekleşmektedir. Göç ve göçmen-mülteci sorunlarına doğru siyasal yaklaşım için kapitalizm ve onun farklı coğrafyalardaki siyasal ve askeri saldırılarını doğru değerlendirmek gerekir.

Yüzyılımızda mevcut coğrafyalarda tahakkümlerini kurmuş emperyalistler, “güvenli bir dünya” oluşturma adı altında dünyayı işgal-ilhak saldırılarıyla sömürmektedir. Özellikle Ortadoğu’dan ve Afrika’dan, Avrupa’ya göçün sebeplerinin müsebbibi olan egemenler; mevcut tüm olanakları insanın-doğanın geleceği için değil, emperyalist-kapitalist çıkarları için seferber etmektedirler.

Sorun olan göçmenler ve mülteciler değildir. Sorun göçmenliği yaratan kapitalist sistemdir. Sorun göç etmek zorunda bırakılanların ülkemizde olduğu gibi siyasi malzeme haline getirilmesidir. Sorun siyasi rant uğruna egemenler ve ırkçı-faşist partiler tarafından göçmelere yönelik yaratılan ırkçı saldırılardır. Sorun göçmenlerin ucuz ve güvencesiz çalıştırılmasıdır. Bu nedenle sorunu yaratan emperyalistlere ve onların işbirlikçisi hükümetlere karşı çıkılmalıdır.

Ülkelerinde siyasi baskı altında olan, hakları ihlal edilen, emperyalist sömürü doğrultusunda yoksullaştırılan ve savaşlardan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenlere dünyada ve coğrafyamızda insanca yaşama hakkı tanınması için mücadele edilmelidir.

Bu anlamıyla;

Sınıfların ve sınırların kaldırıldığı bir dünyada insanların kendi özgür iradeleriyle yer değişimleri haricindeki tüm zorunlulukların ortadan kaldırılacağı bir dünya yaratma mücadelesini sürdürüyoruz.
İktidarların entegrasyon adı altında yürüttüğü asimilasyon politikalarına karşı dururken, göçmenlerin ve mültecilerin barınma, anadilinde eğitim, demokratik yaşama katılma, konut, çalışma, ulaşım, iletişim, sosyal yardım vb. tüm haklardan yararlanmasını savunuyoruz.
Açık hapishaneler olan mülteci kamplarına karşı çıkıyoruz!
Emperyalist bölgesel savaşlar, siyasal baskılar,ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan insanların, ayrıldıkları ülkelerdeki tüm haklarının saklı kalmasını savunurken, göç etmek zorunda bırakıldıkları coğrafyada var olan sorunlarının çözümü için de enternasyonal kurumlarla ortak çalışmalar yürütüyoruz ve yürütmeye devam edeceğiz.
Yüzyılımızda mevcut coğrafyalarda tahakkümlerini kurmuş emperyalist ve ulus-devletler, güvenliksiz hale getirdikleri dünyayı işgal-ilhak saldırılarıyla güvenli bir dünya oluşturma adı altında başta ekonomik açıdan olmak üzere her açıdan sömürmektedir. Özellikle Ortadoğu’dan ve Afrika’dan, Avrupa’ya göçün sebeplerinin müsebbibi olan egemenler; mevcut tüm olanakları insanın-doğanın geleceği için değil, emperyalist-kapitalist çıkarları için seferber etmektedirler.

SMF olarak sınıfların ve sınırların kaldırıldığı bir dünyada insanların kendi özgür iradeleriyle keyfi olarak yer değişimleri haricindeki tüm zorunlulukların ortadan kaldırılacağı bir dünya yaratma mücadelesini sürdürüyoruz.

Göçmenlere ve mültecilere yönelik saldırılarda öncelikle bu sorunu yaratan emperyalist savaşlar yoksullaştırma politikalarına karşı çıkılmalıdır. Emperyalist ülkelerin ve yerli işbirlikçilerinin bu yönlü tüm politikalarına karşı mücadele yürütmek esastır.

Ülkelerinde siyasi -politik baskı altında olan, hakları ihlal edilen, emperyalist sömürü doğrultusunda yoksullaştırılan ve savaşlardan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenlere, coğrafyamızda insanca yaşama hakkı tanınması için mücadele edilmelidir.

Federasyonumuz, iktidarların entegrasyon adı altında yürüttüğü asimilasyon politikalarına karşıdır. Göçmenlerin ve mültecilerin barınma, anadilinde eğitim, demokratik yaşama katılma, barınma, konut, çalışma, ulaşım, iletişim, sosyal yardım vb. tüm haklardan yararlanmasını savunur.

Açık hapishaneler olan mülteci kamplarına karşı çıkar.

Emperyalist-bölgesel savaşlar, siyasal baskılar, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı ülkelerinden ayrılan insanların, ayrıldıkları ülkelerdeki tüm haklarının saklı kalmasını savunan Federasyonumuz, gittikleri coğrafyada var olan sorunlarının çözümü için de enternasyonal kurumlarla ortak çalışmalar yürütmeye devam edecektir.

 

SOSYALİST MECLİSLER FEDERASYONU

18 Aralık 2022